İkinci önemli husus ise debisi yeterli ve akış ivmesi yüksek sayılan Harşit Çayına yapılacak elektrik santrali ve barajla yörenin kaderini olumlu etkileyecek bir projenin yapımına niyet edilmesidir. İktisadî verilerini Çepnilerde Ekonomik Durum bölümünde paylaşacağımız barajın tarihî serüven kısmını vermekle yetinelim. 1969’da Elektric Power Development Company firmasına Kürtün Barajı ile ilgili bazı harita paftalarının Japonya’ya götürülmesine dair izin istenecektir (BOA, 125946/113-121541/30..18.1.2:241.72..20.). İhale aşamasına 1986 yılında gelen barajın 2000 yılında yapımının bitmesi düşünülmüş ve ancak 2002 yılında tamamlanabilmiştir. Öncesinde Harşit Nahiyesinde kurulan Harşit Santrali’nden (küçük çaplı HES) ötürü Doğankent[3] olarak 1964’te ismi değiştirilen bucak 1990 yılında ilçe yapılacaktır (Yüksel, www.moryagmur.com). Aynı şekilde Harşit Havzasındaki diğer büyükçe yerleşim yerleri olan Kürtün, Çanakçı ve Güce[4] de 1990-1991 yıllarında ilçe olacaklar ve hiç olmazsa bu şekilde Devletin her ilçe birimindeki standart hizmetleri alma imkânı bulacaklardır. Bu arada 1989’da yine büyük bir sel felâketi geçiren Kürtün’ün merkezi Bakanlar Kurulu kararıyla Cayra’dan 5 km. daha aşağıdaki Uluköy’e nakledilecektir. Cayra ise Süme, Konacık ve Karaçukur köyleriyle mahalle düzeninde birleşerek Özkürtün adıyla yeni bir belde olacaktır. Böylece XIX. yüzyıl belgelerinde karşımıza çıkan Aşağı Kürtün - Yukarı Kürtün örneğinin bir benzeri tekrarlanmış olacaktır. Bu aşamada Harşit Havzasının en şanslı beldesi nehrin denize döküldüğü yerde bir liman işlevi gören Tirebolu kentidir. Asırlar önce yalnızca bir kaleden ibaret olan Tirebolu coğrafyanın sağladığı avantajları kullanarak yörenin doğal merkezi ve çıkışı haline gelecektir. Son olarak; Cumhuriyet Devrinde yörenin kısmen ihmal edilmiş bir görüntüde olması araştırmamızın bu faslının da sınırlı kalmasını sağlamıştır. İnşallah XXI. yüzyıl Harşit Havzası Çepnileri için tarihî arka planlarına yakışır bir şekilde gerçekleşir.