Ana Sayfa
Hakkımda
Kitaplarım
Alternatif Eksenler
Harşit Çepnileri
Bahçecik Tarihi
Köşe Yazılarım
Şiirlerim
Tebliğ-Konferans
Haberler
Fotoğraf Galerisi
Ziyaretçi Defteri
İletişim
Her türlü sorunuzu buradan sorabilirsiniz.
ÇEPNİLERDE İDARİ YAPI ve NÜFUS
2.3. Çepnilerde İdarî Yapı ve Nüfus
2.3.1. Çepnilerde İdarî Yapı
Oğuzların boy teşkilatına bağlı olarak yaşayan Çepni Türkleri Anadolu’da Malazgirt Savaşı’ndan (1071) Otlukbeli Savaşı’na (1473) kadarki dört asırlık devrede bey adı verilen yöneticileri önderliğinde yarı bağımsız ve idarî açıdan düzenli bir hayat sürmüşlerdir. Kuşdoğan / Küçük Ağa, Bozdoğan gibi hakkında çok az malûmat sahibi olduklarımızı hariç tutarsak Bayram Bey gibi, Hacı Emir Bey gibi, Süleyman Bey gibi Beylik hükümdarları tarzında kuvvetli idarecilerle yönetildiklerini düşünebiliriz. XV. yüzyılın ilk yarısının ortalarında Hacıemiroğulları (Bayramlı) Beyliği Osmanlı idaresine geçmişse de Ordu - Giresun yöresindeki Çepnilerin yine ‘bey’leri vasıtasıyla yönetimlerine devam edilmiştir. XIV. yüzyılın son çeyreğinde Harşit yöresine yerleşen Çepniler ise 1461’deki Trabzon’un fethinden sonra bile yarı bağımsız yaşantılarını sürdürmüşlerdir. Bazı kaynaklar, aynı yıl yapılan Yassıçimen Antlaşmasına göre Osmanlı Devleti ile Akkoyunlu Devleti arasında kalan yörenin Kürtün Beyliği adıyla tampon bölge olarak kabul edildiğini yazmaktadırlar (SG, 1998:25).
Giresun yöresindeki Çepnilerin lideri Hacıemiroğlu Süleyman Bey, Tahrir Defterlerinde ‘Mîr-i Çepniyân’ olarak zikredilmektedir. Harşit çevresi yani Kürtün bölgesinde yaşayan Çepni Türklerinin bilinen ilk lideri ise Melik Ahmed Bey’dir. Arşiv kayıtlarında Melik Ahmed Bey’den “Bedreme (Bedirme) Kalesinin fatihi ve ‘Kürtün Beyi” olarak söz edilmektedir. Ondan sonra Kürtün emirinin kim olduğu bilinememekle beraber 1486 yılı defter kayıtlarında geçen Kürtünlü Mehmed Bey’in Melik Ahmed Bey’den sonraki Kürtün Beyi olduğu düşünülmektedir (Bostan, 2002:358-359). Giresun ve Kürtün havalisi Zeâmet-i Kürtün veya Vilâyet-i Çepni adıyla birleştirildikten sonra bu bölgenin emirliğine ‘Kadîmî Çepni Beylerinden’ Eşter Bey getirilmiştir. Sonraki dönemlerde de Yar Ali Bey, Özlemiş Bey, Mehmed Bey, Yusuf Bey, Emre Bey gibi önemli Çepni beyleri dirlik sahipleri arasında kayıtlarda geçmektedir (Age:359).
XV. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı merkezî sistemi yöreye de idarî manada kendi damgasını vurmuştur. 1486 tarihli Mufassal Tımar Defterine göre Trabzon Sancağının idarî taksimatındaki 7 kaza; Trabzon (+ 4 Nahiye), Of, Rize, Atina (Pazar), Lâz (Arhavi), Torul ve Kürtün olarak sıralanmaktadır (Bostan, 2002:47). Beylikler döneminden kalma bir idarî ünite olarak ‘Zeâmet-i
[1]
Kürtün’ diye nitelenen Kürtün Kazası; Çepni ve Kürtün şeklinde iki ayrı nahiye halinde kaydedilmiştir. Bu esnada kazanın kadısı Çepni’de (Giresun) oturmakta olup kazanın Çepni yani Giresun Nahiyesinde 27 tam köy, 1 hisseli köy, 2 mezraa (ekinlik), Giresun şehri ve Giresun Kalesi bulunmaktadır (Age:42-43). Kürtün Nahiyesinde ise 43 tam köy, 2 hisseli köy, 4 mezraa ve Tirebolu Kalesi yer almaktadır. Bundan başka; Trabzon Kazasına bağlı Akçaâbâd (Akçaova) Nahiyesine ait 3 köy, Atina (Pazar) Kazasına ait 6 tam köy, Lâz (Arhavi) Kazasına ait 2 tam köy vergi olarak Kürtün Zeâmeti’ne bağlı gözükmektedir (Bostan, 2002:27–37,44).
1515 yılı Trabzon Sancağı Tahrir Defterinde Çepnilerin yoğun bir şekilde yaşadıkları yer Vilâyet-i Çepni (Çepni yurdu) olarak gösterilmektedir. Bu bölge Giresun-Torul-Görele arasındaki alandır ve bilhassa Kürtün tamamen Çepnilerle meskûn bulunmaktadır. Trabzon - Torul, Şalpazarı ve Vakfıkebir yöresinde de Çepnilerin yaşadıkları kaydedilmektedir (Çelik, TA/VI:322). Aynı yılın Sancak Defterinde nahiye esasına göre teşkilatlanan idarî yapıda Giresun’dan Torul’a kadar uzanan bölge Çepni Vilâyeti ile Yağlu-Dere, Bayram-Oğlu, Üreğir (Yüreğir), Kara-Burun, Alahnas, Elki-Yomlu Hası ve Kürtün nahiyelerine ayrılmıştır (Sümer, TDTD/LVIII:4). Kürtün Nahiyesine bağlı 13 köy arasında İynesi (Eynesil), Alayuntlu gibi köylerin yanısıra Alayuntlu’ya bağlı sayılan Bedreme (Bedrama) Kalesi de bulunmaktadır. Saray tarihçisi Panaretos’un Yukarı Harşit’te dediği Çepni kışlakları ise bizce Kürtün ile Doğankent arasındadır (Age:5-6).
1516 yılı Dirlik Defterini yayınlayan Fahrettin Kırzıoğlu’na göre Harşit Havzası toprakları Vilâyet-i Kürtün ve Vilâyet-i Torul adlı iki nahiyeye ayrılmaktadır. Vilâyet-i Kürtün’de (Kürtün yöresi) Türkmen boy ve oymak adlı köyler ise şu şekilde sıralanmaktadır: Döğer, Alayuntlu, Üreğir, Boynuyoğun, Buğalu, Avcılu, Karabörk, Boşçalu, Oğuz, Oruçbeğlü, Çanakçılu, Kızılcalu, İsmailbeğlü (Kırzıoğlu, GGG/1990:70-71). Bu köy isimlerinde Oğuz boyları ve beyleri ile alt birimlerinin zenginliği dikkati çekmektedir. Yine aynı usûlle Kırzıoğlu 1530-1531 yılları İcmâl ve Mufassal defterlerindeki Türk kavmi hatıralı köy adlarını yazarken Kürtün’ü ‘Danişmend-Eli Türkmenleri boyundan’ diye tasnif etmektedir (Age:71).
1520 yılı Tahrir Defterinde Kürtün Kazası (Çepni Vilâyeti); Kürtün Nahiyesinden başka Çepni, Yağlıdere, Karaburun, Üreğir, Alahnas ve Elkerimluhâs nahiyelerine ayrılmaktadır (Bostan, 2002:44). 1538-1539 kayıtlarında ise Çepni (Giresun) ve Kürtün adıyla iki ayrı kazaya bölündüğü görülmektedir. 1554 yılı Tahririnde Kürtün Kazasına bağlı 8 nahiye şöyle sıralanmaktadır: Üreğir, Bayramoğlu, Yağlıdere, Karaburun, Elkerimluhâs, Alahnas, Haşrid
[2]
, Kürtün. 1555 - 1565 arasında Kürtün Kazası, arşiv kayıtlarında bazen kaza bazen de nahiye olarak kaydedilir. Bu tarihlerde Tirebolu Kasabası da Yağlıdere Nahiyesi ile birlikte Kürtün Kazasına bağlı bulunmaktadır (Age:45).
1515’te Kürtün Kazası sınırları dâhilinde bulunan Kürtün adlı bölgeye 17 köy bağlıyken, 1520’de 10 köy, 1554’te 16 köy, 1583’te de 23 köy bağlı bulunmaktadır. Kaza genelinde ise 110 köy, 3 kale (Tirebolu, Görele, Bedirme), 43 mezraa ve köylere ait 8 hisse bulunmaktadır. 1583’te bu sayılar; 132 köy, 3 kale, 58 mezraa ve köylere ait 8 hisseye varmaktadır (Bostan, 2002:246,248,250). Aynı yıl Kürtün, kaza karşılığında Yağlıdere (Kürtün) Nahiyesi adı ile anılmaktadır. Bu tarihte Kürtün (Yağlıdere) Kazası; Kürtün, Yağlıdere, Alahnas, Üreğir, Bayramoğlu, Bade ve Haşrid nahiyelerinden teşekkül etmektedir. Aynı yerde yine ‘Kasaba-i Tirebolu’ kaydına da rast gelinmektedir. 1583 yılı ve sonrasında Trabzon Sancağında beş yeni kaza kurulmasına karşın Kürtün’ün idarî durumunda bir değişiklik görülmemektedir (Age:46).
Sonraki dönemlerde Harşit yöresi yine Osmanlı Devletinin idarî taksimatında yer almasına rağmen bozmadığı boy düzeni sayesinde Çepniler bu kez âyân-derebeyi-mütegallibe adlarıyla tekrar siyasî arenada etkin bir şekilde boy göstereceklerdir. Hatta Duraklama ve Gerileme devirleri hem Çepni (Giresun) - Kürtün hem de buralardan Trabzon ve Rize’ye gitme âyânların oralardaki yerli unsur olan Lâz derebeyleriyle mücadelesine sahne olmuştur. XIX. yüzyılın ilk yıllarında yazılan bir defterde Trabzon Eyaletinin kazaları - yanlarında açıklamaları da verilerek - şu şekilde sıralanmıştır (Tekindağ, İA/XIIa:467-468): Trabzon, Keşab (Gümüşhâne’ye tâbi), Tirebolu, Maçuka (Maçka, Gümüşhâne’ye tâbi), Arhavi, Sohumkale, Rize, Yâvebolu (diğer ismi Görele), Ünye, Soğucak (Anapa), Of, Kürtün, Çavri
[3]
, Gümüşhâne (Vâli karışamaz, Torul nâhiyesidir), Faş (Poti), Batum, Gönye (Livâ/Sancak), Hemşin, Atina (Pazar), Viçe (Fındıklı).
Yerel beylerin gücünün devam ettiği XIX.yüzyılda Kelalioğulları lâkaplı ailenin 1811 ilâ 1827 arasında fasılasız voyvodalık yaparak Harşit (Doğankent) Nahiyesinin ekonomisini yönlendirdiği görülmektedir (Yüksel, DİT/www.moryagmur.com). 1837 yılı idarî taksimatına bakıldığında ise Gümüşhane Sancağı 7 kaza ve 5 nahiyeden oluşmaktadır. Bunlar arasında daha önceleri hep Trabzon’a bağlı olmuş olan Kürtün de bulunmaktadır. Yukarı ve Aşağı Kürtün adlarıyla iki ayrı kaza olan Kürtünler yüzyılın ortasına doğru aynı isimlerle nahiye olarak görüleceklerdir (Tozlu, 1998:26,28). Gümüşhâne (Torul), Kökas (Kovans
[4]
), Kelkid, Kürtün-i Zîr (Aşağı Kürtün), Kürtün-i Bâlâ (Yukarı Kürtün), Maçka ve Milâs (Mesudiye) kazalarının haricinde Havâs-ı Niv
[5]
(Niv Hasları), Alansa (Alahnas), Geçge (Gezge), Harşid (Haşrûd) ve Yağmurdere (Keşişköyü) nahiyelerine de sahip olan Sancağın 12 yıl sonra kaza sayısı iki eksilerek beşe düşecek, nahiye sayısı ise dört artarak dokuza çıkacaktır (Age:26–28,38). 1849 yılı defterinde sadece Harşit değil Aşağı ve Yukarı Kürtün’ler de nahiye olarak yer almışlardır (San, 1998:38). Aynı yıl Kürtün Nahiye Müdürlüğüne Ahmed Bey tayin olduğu halde (BOA, 150/4259:İ..MVL.), Nahiye Meclisi ve yörenin ileri gelenleri Gümüşhane Kaymakamı Tevfik Bey’le ilgili memnuniyetlerini bildirmek için Divan-ı Hümâyun’a mahzar (toplu dilekçe) vermişlerdir (BOA, 52/17:A.}DVN.). Ertesi yıl (1850) Trabzon Eyaleti Müşirliğine atanan Tevfik Bey’e yönelik bazı fesat ehli kimselerin müdahale gayretlerine karşı onun dürüstlüğüne ve çalışkanlığına şehadet eden Torul ve Kürtün ahalileri bunu engellemek amacıyla Divan’a tekrar bir mahzar sunmuşlardır (BOA, 60/73:A.}DVN.).
Dağılma devrindeki tefessüh vesikalara da yansımış; 1858 yılına ait bir belgede Kürtün Nahiye Müdürü, Ordu ve Gümüşhane kaymakamları ile Rize Müftüsü hakkında zimmet ve yolsuzluktan işlem yapılması istenmiştir (BOA, 254/38:.}MKT.NZD.). Sonrasında ise önce 1865’te Yağmurdere Kazası lâğvedilerek sağlanacak gelirle Torul, Kürtün, Konas (Kovans) müdürleri ve kâtiplerinin maaşlarına zam yapılmasına (BOA, 692/22:MVL) akabinde 1869 yılındaki bir düzenlemeyle de Gümüşhane ile Torul’un ayrı kazalar haline getirilmesine karar verilmiştir. Böylelikle Gümüşhane mutasarrıflık merkezi olmuş, Kürtün nahiye olarak Torul’ bağlanmış, Harşit ile Kürtün-i Zîr (Aşağı Kürtün) nahiyeleri de birleştirilmiştir (Tozlu, 1998:43). Hicrî 1276 (1870) Trabzon Salnamesine göre bir nahiye müdürü ve bir müdür kâtibinden ibaret olan Kürtün Nahiyesine 1877’de bir de vukuat kâtibi eklenmiştir (San, 199?:20,36). Aynı yıl Torul ve Kürtün tekrar Trabzon Sancağına bağlanmış olarak gözükmektedir (Öztuna, BTT/XIII:277)
1887 yılında idarî bakımdan değişiklik cihetine gidilmiş ve Aşağı Kürtün (Harşit) Nâhiyesinin Torul Kazasından ayırılıp Tirebolu Kazasına bağlanması için tahkikat yapılması emredilmiştir (BOA, OAR-1414/21:DH.MKT.). Ancak araştırma / tahkikat 6 ay sürdüğü halde neticelenmemiş ve tekrar emir çıkarılmıştır (BOA, 1453/63:DH.MKT.). 1891 Salnamesinde Trabzon Vilâyeti/Eyaleti 4 sancak, 15 kaza ve 25 nahiyeden oluşmaktadır. Lâzistan (Batum), Canik (Samsun) ve Gümüşhane sancakları haricinde Merkez Sancak olan Trabzon’a bağlı kazalar şu şekilde sayılmaktadır: Trabzon Merkez, Akçaabat, Sürmene, Of, Görele, Vakfıkebir, Tirebolu, Giresun (nahiyeleri; Akköy, Piraziz, Keşap), Ordu (nahiyeleri; Bolaman, Perşembe, Aybastı), Ünye (nahiyesi; Karakuş), Fatsa, Pazar/Atina (nahiyesi; Hemşin), Hopa (nahiyesi; Viçe/Fındıklı), Torul (nahiyesi; Kürtün) ve Şiran (Öztuna, BTT/XIII:277). Aynı sene Torul’un Kaza İdare Meclisinde 2, Belediye Meclisinde 2, Kaza Bidâyet (İlk) Mahkemesinde de 2 gayrimüslim görev almasına karşın Kürtün Nahiyesindeki tüm görevler Müslümanlar tarafından yürütülmektedir: Mâşuk Efendi nahiye müdürü, Mehmed
[6]
ve Muharrem Beyler tapu kâtibi, Ahmed Efendi mal kâtibi, Tevfik Efendi de vergi kâtibi olarak görev yapmaktadır (San, 199?:43). Yüzyıla ait son salname olan 1897 yıllığında ise mevcut görevlilere Zabıta Memuru Abdullah Çavuş da eklenmiştir (Age:64).
1901’de Kürtün Hükümet Konağının yeniden yapılması için ihale başlatılmış (BOA, 2380/32:DH.MKT.), 1904’te Kürtün’e bağlı Görül (Güdül) Karyesinin Tirebolu’ya iadesi sağlanmış (BOA, 1837/8:ŞD.), 1910’da ise Maçka, Şarlı (Şalpazarı), Akköy, Keşap, Perşembe, Kavak, Alaçam, Mapavri (Çayeli), Arhavi, Viçe (Fındıklı) ve Kürtün nahiyelerinde Belediye Meclisi teşkil edilmesi kararlaştırılmıştır (BOA, 2798/76:DH.MKT.). 1915 yılı kayıtlarında Kürtün Nahiyesine 33 köy, Harşit Nahiyesine de 13 köy bağlı bulunmaktadır (Yüksel, HKNN/YT:3-4). Aynı yıl Harşit Belediye Reisi Hasan Ağa’nın telgraf çekerek, Trabzon Vilâyet Meclisi üyelerinden Salih Efendi’nin de İl Genel Meclisine takrir (önerge) vererek talep ettiği Harşit’in Torul’dan ayrılarak Tirebolu’ya bağlanma isteği o yıl Dâhiliye Nezâreti’nce (İçişleri Bakanlığı) uygun görülmüş, ertesi yıl da irade çıkarılarak resmiyete dökülmüştür (Yüksel, DİT/www.moryagmur.com):
“Harşid Nâhiyesi merbût bulunduğu Torul Kazâsına 15 ve Tirebolu’ya 7-8 saat mesafede olup ahâlisinden bir kısmı Tirebolu’dan ev ve arâzi edinerek yaz mevsiminde karyelerinde ve senede 9 ay da Tirebolu’da ikâmet ve bütün ihtiyâcât-ı beşeriyyelerini dahi (doğal gereksinimlerini de) Tirebolu’dan tedârik etmekde oldukları gibi emvâl-i emîriyyelerinin (mallarının vergilerinin) tahsili içün memûrin-i mâliye (maliye memurları) dâima Tirebolu’da bulunmakda olduğundan muâmelât-ı umûmiyyelerinin (genel uygulamaların) temin-i teshîli zımnında (kolaylaştırlması bağlamında) nâhiye-i mezkûrenin (Harşit’in) Tirebolu kazâsına rabt ve ilhâkına (bağlanmasına) dâir Meclis-i Umûmî Vilâyet-i (İl Genel Meclisi) Tirebolu azâsından Salih Efendi tarafından verilen 21 Kanun-ı sâni [1]330 (3 Şubat 1915) tarihli takrîr Heyet-i Umûmiye’de (Genel Kurulda) kıraat ve icâb-ı müzâkere olundu (okundu ve tartışıldı). Harşit Nâhiyesi hakikaten Torul Kazâsına 15 ve Tirebolu’ya 7-8 saat mesâfede olduğu ve ahâlisinin ihtiyacât ve mesâlih-i umûmiyyelerinin tesviyesi (ihtiyaçlarının ve işlerinin karşılanması) içün yegâne iskele ve ticaretgâhları Tirebolu Kazâsı olup yalnız umûr-ı resmiyyelerinden (resmî işlerinden) dolayı ahâlisinin 15 saat buud (uzaklıktaki) mesâfede bulunan Torul Kazâsına azîmetleri (gidişleri) bâis-i müşkilât-ı umûmiyyenin te’mîn ve teshîli zımnında (sebep olunan genel zorlukların giderilmesi bâbında) nâhiye-i mezkûrenin Torul Kazâsından fekk-i irtibâtıyla (ayırılmasıyla) Tirebolu Kazâsına rabt ve ilhâkı muvâfık (uygun) görülmekle icrâ-yı icâbı husûsuna (gerekenin yapılmasına) karar verilmiş olmağın ol-bâbda (o bakımdan).”
1916 yılında Kürtün Nahiyesinin Torul Kazasından ayrılarak Gümüşhane’ye bağlanması talep edilmişse de Trabzon İl Encümenince bunun doğru bir hareket olmayacağı yönünde karar alınmıştır (BOA, 102/59:DH.İ.UM.EK.). 1918 yılındaysa Trabzon Merkez Kazası dâhilindeki Şarlı Nahiyesinin Vakfıkebir Kazasına, Torul Kazasına bağlı Santa Karyesinin Gümüşhane Merkez Kazasına, Harşit Nahiyesinin de Tirebolu Kazasına bağlanmaları kararlaştırılmıştır (BOA, 34/99:DH.MB..HPS.M…). Fakat 1922’de Harşit Nahiyesi tekraren Torul’a bağlanmış olup 30 yıl kadar bu idarî yapıyı sürdürecektir (D/www.dogankentonline.com). 1953 yılı Haziran ayı başında Gümüşhane Vilâyetinden ayrılarak Giresun’un Tirebolu İlçesine bağlanan (BOA, CAK-26038/30..11.1.0:2238..16.5.) ve 1964’de Doğankent ismini alan Harşit Bucağının Kürtün Bucağı ile olan sınırı problem teşkil etmişse de 1970 yılında Devletçe tespit edilerek yeniden düzenlenmiştir (BOA, 8597/30..11.1.0:357.36..13.). 1960 yılında Görele’ye bağlı bir nahiye olan Çanakçı, son yüzyılda kurulan Güce ve yeni adıyla Doğankent kasabaları 1990 yılında hep birlikte Giresun İlinin yeni ilçe merkezleri haline geleceklerdir (www.giresun.gov.tr). Aynı yıl Kürtün beldesi de Gümüşhane’ye bağlı yeni bir ilçe haline getirilince Harşit Havzasında Torul’dan itibaren ve Harşit ağzındaki Tirebolu’ya değin 7 ilçeli bir idarî yapı oluşacaktır.
2.3.2. Çepnilerde Nüfus
Trabzon Sancağında Türkler, Osmanlılar burayı fethetmeden epeyi önce XIV. yüzyıldan itibaren yöredeki yurtlarında oturmaktadırlar. Bu yöredeki Türklerin ezici çoğunluğu Çepni boyuna mensuptur (Sümer, TDTD/LVII:10). Çepniler XV. yüzyılın ikinci yarısının ortalarında tamamen yerleşik bir hayat geçirmekte ve hepsi köylerde yaşamaktadırlar. Bu yörede hiçbir Hıristiyan köyü yoktur. Onlar kıyılarda bilhassa Giresun, Tirebolu, Görele gibi kalelerde oturmaktadırlar (Agy:10). Kürtün (Çepni) Kazasındaki 100’den fazla köyün nüfus olarak tamamı Müslüman Türk olup kahir ekseriyeti de Sünnîdir. Harşit Vadisinin başlangıcındaki meşhur Bedreme Kalesinde ise hiçbir Hıristiyan yaşamamaktadır (Age:6-7).
Çepnilerle alâkalı gerçek manada nüfus rakamlarını Osmanlı arşiv sisteminde vergiyle ilgili düzenli kayıtlar olan Mufassal Tahrir Defterlerinden öğrenebiliyoruz. Hanefi Bostan’ın XV ve XVI. yüzyıl ağırlıklı olarak araştırdığı Trabzon Sancağında Çepni (Giresun) Kazasının merkezi olarak zikredilen “Nefs-i Kal’a-i Giresun”da 1486 yılı itibariyle 114 hane ve 22 bîve (dul) Hıristiyana karşılık 4 hane ve 32 nefer (kale görevlisi) Müslüman yaşamaktadır. Kişi olarak merkezin nüfusu 800 civarındadır. Bunun yaklaşık olarak 650’si Hıristiyan, 130’u da Müslümandır (2002:237). Çepni Nahiyesinin toplam nüfusu ise 2.900 kişi olup bunun 2.250’si Müslüman, 650’si ise Hıristiyandır (Age:241, 243). Hıristiyanların tamamının kalede yaşadığı görülmektedir. Bundan başka Kürtün Kazasına tabi Tirebolu Kalesi’nde 4 nefer kale görevlisi Müslümandan hariç 62 hane ve 5 bîve Hıristiyan nüfus yaşamaktadır (Age:245). Kürtün Nahiyesinin toplam nüfusu da 4.200 kişi olup bunun Tirebolu Kalesinde yaşayan 330 Hıristiyan hariç tamamı Müslümandır. Kazanın iki nahiye ile birlikte toplam nüfusu ise 7.100 civarında olup bunun 6.020’si Müslüman, 980’i de Hıristiyandır Bostan, 2002:250). 1486’da Trabzon Sancağına tabi kazalar arasında Kürtün nüfus yoğunluğu olarak 6. sıradadır. Müslüman nüfusun en yoğun olduğu kaza Kürtün, en az olduğu kaza ise Torul’dur. Hıristiyan nüfusun en yoğun olduğu kaza Trabzon, en az yoğun olduğu yer ise yine Kürtün Kazasıdır (Age:259). Aynı yıl Sancak genelinde yaşayan toplam 9.650 kişilik Müslüman nüfusun 6.150’si (% 65.3) Zeâmet-i Kürtün’de ikamet etmektedir. Çepni (Giresun) ve Kürtün adlı bölgelerde yaşayan Müslüman nüfusun tamamına yakını Çepni boyuna mensuptur (Age:261).
1486’dan 1515’e geçerken aradaki 29 yıl içerisinde hem yeni köyler kurulmuş hem de mevcut köylerde ciddi oranlarda nüfus artışı olmuştur. Meselâ; Oğuz Köyünün vergi nüfusu 55’ten 117’ye, Eynesi(l) 38’den 50’ye, Alayuntlu 92’den 175’e çıkmıştır (Sümer, TDTD/LVII:8). Bunun gibi Kürtün Nahiyesine tâbi nefs-i Görele’de (Görele Kalesi) 1515 yılı itibariyle Akçakale’den gelip yerleşmiş 6 hane gayrimüslim Kuman Türkü bulunmaktadır. Yine Kürtün’e bağlı Karaçukur Köyünde bulunan zimmîler arasında Balaban adını taşıyan kişiler yaşamaktadır (Bostan, 2002:339). 1515 tarihli defterde iç iskâna tâbi tutulanlar arasında; Kürtün Nahiyesine 2 hane, Akçakala’dan gelip Kürtün’ün Gökümmet (Satılmış) Karyesine 1 hane olmak üzere Çepni Vilâyeti dâhilinde 190 Müslüman, nefs-i kala-i Tirebolu’ya da 265 gayrimüslim nüfus tespit edilmektedir (Age:101,117). 1515’den itibaren Kürtün’e bağlanan Görele Kalesinin 780 kişilik nüfusunun 80’i Müslüman, 700’i Hıristiyan olarak gözükmektedir. Yine Kürtün’e bağlı Tirebolu Kalesinin ise 1515 kişilik nüfusunun 90’ı Müslüman, 1425’i Hıristiyan olarak göze çarpmaktadır. Kaza genelinde 1486’dan 1515’e kadarki 29 yılda Hıristiyan nüfus 300’lerden 2.300’lere (% 585), Müslüman nüfus da 3.800’lerden 11.000’lere (%185) çıkmıştır (Age:244-245,247).
1515 ve 1520 yıllarında nüfus yoğunluğu bakımından Trabzon kazaları arasında 6’ıncı olan Kürtün, 1554 ve 1583 yıllarında ise 3’üncü sıradadır. Müslüman nüfusun en yoğun bulunduğu kazalar sıralamasında ise Kürtün 1515, 1520, 1554 ve 1583 yıllarının tamamında birincidir. En çok Hıristiyan nüfus Sancak Merkezinde, en az Hıristiyan nüfus ise yine Kürtün ve Çepni kazalarında yaşamaktadır Bostan, 2002:260). Kazadaki Müslüman nüfus 1515’de 13.200’e çıkmış, 1520’de 12.500’e inmiş
[7]
, 1554’te 17.650’yi, 1583’te de 22.500’ü bulmuş (asırlık artış: % 485), Hıristiyan nüfus ise 4.700-4.800’e yükselmiştir (Asırlık oran: % 1.350). Böylelikle kazanın toplam nüfusu da 1486’dan 1583’e % 650’lik bir artışla 4.200’lerden 27.250’lere çıkmıştır (Age:250).
XIX. yüzyılın ilk yarısında Kürtün-i Bâlâ ve Kürtün-i Zîr adlarıyla kaza olan fakat 1849 yılı defterinde nüfus yetersizliği ve derebeyler mücadeleleri nedeniyle hızlanan göçler sonucu kazalıkları kaldırılan Aşağı ve Yukarı Kürtün ile Harşit nahiyeleri Gümüşhane Kazasına bağlanmıştır. Bu sırada Kürtün-i Bâlâ Nâhiyesinin 18 köyü bulunmakta olup bunların 12’si tamamen Müslüman, 3’ü karışık, 3’ü de gayrimüslim olarak gözükmektedir. Toplam İslâm hane 302, gayrimüslim hane ise 181’dir. Müslümanlar 581 genç, 285 sabi, 135 yaşlı, 8 bahriye askeri ve 1 tüccardan müteşekkildir. Hıristiyanlarsa 2 genç, 199 sabi, 292 yaşlı ve 135 tüccardan oluşmaktadır (Tozlu, 1998:39). Kürtün-i Zîr Nâhiyesinin de 17 köyü bulunmakta olup bunun tamamı Müslümandır. Nüfusun 1.313’ü genç, 628’i sabi, 325’i yaşlı, 40’ı nizamiye askeri ve 1’i tüccar olarak dağılmaktadır. Harşid Nâhiyesinin ise 13 köyünün tamamı İslâm olup toplam 416 haneye (tahminen 2.080 - 2.100 kişi) ulaşmış görünmektedir (Age:40). Bu noktada bir karşılşatırma yaparsak 1583’te 20 bini aşkın İslâm ve 5 bine yakın da Hıristiyan nüfusa sahip olan Kürtün’de 262 yıl sonraki nüfus 3 nahiye ile birlikte 6 bin civarındadır. Bu da yöredeki Çepnilerin çevre beldelere ve bilhassa sahildeki Hıristiyan kaleleri olan Tirebolu, Görele ve Giresun gibi yerlere yerleşmiş olduklarını göstermektedir. 1849 yılı itibariyle Harşit Havzasındaki 3 nahiyenin nüfus istatistikleri aşağıdaki gibidir (Tozlu, 1998:35-37):
I. YUKARI KÜRTÜN (KÜRTÜN-İ BÂLÂ)
KAZASI KÖYLERİ VE NÜFUSLARI
1.
Tilkicik – 20 hane Müslüman (100 kişi)
2.
Akçal – 6 hane Müslüman / 20 hane Gayrimüslim (130 kişi)
3.
Beytarlası – 20 hane Müslüman (100 kişi)
4.
Gündere – 10 hane Müslüman (50 kişi)
5.
Söğüdili – 37 hane Müslüman (185 kişi)
6.
Sarıbaba – 5 hane Müslüman (25 kişi)
7.
Beşir – 29 hane Müslüman / 30 hane Gayrimüslim (295 kişi)
8.
Çerçür – 21 hane Müslüman (105 kişi)
9.
Obacık – 18 hane Müslüman (90 kişi)
10. Hacılı – 5 hane Müslüman (25 kişi)
11. İsmail Ağa Mezraası – 10 hane Müslüman (50 kişi)
12. Kızılcadam – 30 hane Müslüman (150 kişi)
13. Geleyari (Sapmaz) – 17 hane Müslüman (85 kişi)
14. Elmalı – 29 hane Müslüman (145 kişi)
15. Kozluca – 6 hane Müslüman (30 kişi)
16. Gemüklü – 54 hane Müslüman (270 kişi)
17. Kargakaya – 15 hane Müslüman (75 kişi)
18. Kılan – 3 hane Müslüman (15 kişi)
II. AŞAĞI KÜRTÜN (KÜRTÜN-İ ZÎR)
KAZASI KÖYLERİ VE NÜFUSLARI
1.
Uluköy – 66 hane Müslüman (330 kişi)
2.
Aşağı Uluköy – 43 hane Müslüman (215 kişi)
3.
Karaçukur – 33 hane Müslüman (165 kişi)
4.
Cağköy (Konacık) – 9 hane Müslüman (45 kişi)
5.
Çayıra (Cayra) – 26 hane Müslüman (130 kişi)
6.
Harıt – 8 hane Müslüman (40 kişi)
7.
Yukarı Harıt – 33 hane Müslüman )165 kişi)
8.
Büyük Harıt – 36 hane Müslüman (180 kişi)
9.
Karadere – 21 han Müslüman (105 hane)
10. Araköy – 14 hane Müslüman (70 kişi)
11. Çarçukur (Çayırçukur) – 19 hane Müslüman (95 kişi)
12. Süme – 41 hane Müslüman (205 kişi)
13. Maşraba – 15 hane Müslüman (75 kişi)
14. Fol – kaydedilmemiş
15. Taşlıca – 26 hane Müslüman (130 kişi)
16. Sığırlık – 7 hane Müslüman (35 kişi)
17. Damlı – 9 hane Müslüman (45 kişi)
18. Kavraz – 6 hane Müslüman (30 kişi)
III. HARŞİD NAHİYESİ KÖYLERİ VE NÜFUSU
1.
Harşid – 15 hane Müslüman (75 kişi)
2.
Kuzan – 34 hane Müslüman (170 kişi)
3.
Çatık – 12 hane Müslüman (60 kişi)
4.
Gödüle – 11 hane Müslüman (55 kişi)
5.
Koz – 32 Hane Müslüman (160 kişi)
6.
Sadağlı – 9 hane Müslüman (45 kişi)
7.
Manasur – 10 hane Müslüman (50 kişi)
8.
Tandula – 71 hane Müslüman (355 kişi)
9.
Şadi – 52 hane Müslüman (260 kişi)
10. Doymuş – 37 hane Müslüman (185 kişi)
11. Kaynaş – 31 hane Müslüman (155 kişi)
12. Mansur Bükü – 35 hane Müslüman (175 kişi)
13. Öz – 32 hane Müslüman (160 kişi)
14. Sime – 33 hane (165 kişi)
15. Kodila – 26 hane Müslüman (130 kişi)
16. Hozarak – 11 hane Müslüman (55 kişi)
17. Safter – 13 hane (65 kişi)
Hicrî 1276 (1870) Trabzon Salnâmesine göre Gümüşhane Sancağı Torul Kazası nahiyesi olan Kürtün’e bağlı 48 köyde 4.138’ü Müslüman, 543’ü Rum olmak üzere toplam 4.701 nüfus gözükmektedir. Bu nüfusun hane olarak dağılımı da 1.383 İslâm hane, 175 Hıristiyan hane; toplam 1.598 hane şeklindedir (San, 199?:14). 1893 yılı Salnâmesi’ne göre Kürtün’le birlikte Torul Kazasının nüfusu 19.460’ı Müslüman, 16.680’i Hıristiyan olmak üzere toplam 36.140’tır. Bunun 19.140’ı erkek (zükûr) , 17 bini de kadın (ünâs) olarak görülmektedir (Age:53). Kürtün nüfusu 20 bine yakın İslâm nüfus içerisinde önemli bir yekûn teşkil etmektedir. 1897 yılında ise Kürtün - Torul Kazasının toplam nüfusu 36.140 olarak kaydedilmiştir. 16.680 olan Hıristiyan nüfusu değişmemiş, Müslüman nüfusu ise 10 eksilerek 19.450’ye inmiştir (Age:64). 1902 (H. 1318) Yıllığındaki Torul (Dorul) Kazasının nüfusu Kürtün’le birlikte 21.165’i Hıristiyan, 22.370’i de Müslüman olmak üzere toplam 43.535 olarak gösterilmektedir (San, 199?:86). Hıristiyanlar çoğunlukla Torul’da, Müslümanlar da Kürtün’de yaşamaktadır. Bu nüfusun 8.756’sı Müslüman ve 1.142’si de Hıristiyan olmak kaydıyla yekûnu 9.898 olarak tespit edilmiştir (GİY, 1969:?).
1870 yılından itibaren geçen 32 yıllık zaman zarfında Kürtün Nahiyesi de, Torul Kazası da hem İslâm hem Hıristiyan nüfusunda 2 kattan biraz fazla olarak (% 110) artış göstermiştir. 1904 yılındaki sayımda ise kazanın toplam nüfusu 45.395 kişiye ulaşmış (San, 199?:108) ve 2 yılda 1.760 kişi gibi yüksek bir artış sergilemiştir. Aynı yılın Salnamesinde ‘Kürtün Nâhiyesine Dâir Malûmât-ı Umumiye’ (genel bilgiler) verilirken nahiyede 2451 hane olduğundan bahsedilmektedir (Age:109). Tarih yazım geleneğinde iktisadî verilerdeki hane sayısı 5 ile çarpılır ve ortalama nüfus rakamları belirlenmeye çalışılır. Kürtün için verilen 2.450 hanelik rakam 12.250 kişiye tekabül etmektedir ki bu da 2 yılda nahiye nüfusunu 2.360 kişilik artışı anlamına gelir. Tüm kazanın nüfus artışı yalnızca 1.760 olduğuna bunun başka bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Örneğin hane sayısını 5 değil de 4 kişiyle çarparsak 9.800 sayısına yani aşağı - yukarı 2 yıl önceki nüfus rakamına erişilir. Torul Kaza Merkezinde 100 haneye (+15 han) 800 nüfus düştüğüne göre (San, 199?:108) Kürtün halkı yine göç hareketine başlamış demektedir. 93 Harbi (1877-1878) ve Rus İşgali nedeniyle Çepnilerde muhtemelen her 5 kişiden 1’i evini bırakarak başka diyarlara yerleşime doğru hareketlenme halindedir.
H. 1331 (1915) yılında bizzat Gümüşhane Sancağı Nüfus Memuru Ali Rıza Bey tarafından hazırlanan ve Dâhiliye Nezâreti’ne cetvel şeklinde gönderilen Rapor yöre nüfusunun ayrıntılarını bildirir bir tarzda hazırlanmıştır (Tablo 1; Tablo 2). Rapora göre Kürtün’ün toplam nüfusu 9.961 olup (Yüksel, HKNN/YT:3) 1902 yılı nüfusuyla aynı sayıdadır. Bu da Balkan ve I.Dünya Savaşlarıyla yaşanan sıkıntıların 13 sene zarfında nüfus artışı olması gereken oranı tamamen eritmiş olduğunu göstermektedir. Kürtün nüfusunun % 73’ü Müslüman, % 27’si de Hıristiyan olarak gözükmektedir. Harşit ise 6.381 nüfusla yekpare Müslüman nüfustan oluşmaktadır (Age:4). Aynı zamanda her iki nahiyedeki kadın nüfusu erkek nüfusundan fazladır (Age:3-4).
Tablo 1. Kürtün Nahiyesi Nüfus Detayları
Her iki nahiyenin toplam nüfusu 20.024 olup 1849’daki 6.500’lük nüfusa göre 3 katlık bir artış (% 308) söz konusu olmaktadır. Harşit Nahiyesinin en büyük köyü 1.034 kişiyle Törnük (Günyüzü), Kürtün Nahiyesinin en büyük köyü de 1.177 kişiyle Uluköy-i Bâlâ’dır (Yukarı Uluköy). Kürtün’ün nahiye merkezi olan Cayra bağlı 33 köy arasında nüfus olarak 20’inci sırada, Harşit’in nahiye merkezi olan Manastırbükü de bağlı 13 köy arasında 11’inci sırada yer almaktadır (Yüksel, HKNN/YT:3-4). Her iki nahiyenin de merkezinin nüfus büyüklüğü 289 / 270 oranıyla birbirine benzemektedir.
En büyük gayrimüslim köyü olarak da 982 nüfusuyla Kürtün’e bağlı Söğüdili olarak göze çarpmaktadır. Bu arada Söğüdili ile birlikte yüksek nüfusa sahip Aşağı ve Yukarı Sümüklü köylerindeki Rum nüfusun genel âsayişsizlik nedeniyle sahildeki beldelere doğru göçe başladıkları da belirtilmektedir (Age:3-4).
Tablo 2. Harşit Nahiyesi Nüfus Detayları
1925 yılı itibariyle Kürtün nüfusu nahiye olarak 9.813’e, Torul Kazasıyla birlikteyse 26.641’e varmış görünmektedir (GİY, 1969:?). Kürtün Nahiyesinin genel nüfus oranı 1904 nüfus oranlarına yakın, Torul Kazasının toplam nüfusu ise 21 yıl önceki nüfusunun ancak yarısına yakın olarak gözükmektedir. Kürtün’ün Müslüman nüfusunun sabit kalması artış oranının Millî Mücadele döneminde vatan savunmasında eridiğini, Torul’un Hıristiyan olan yarı nüfusunun da Mübadele Antlaşması (1924) ile gittiğini göstermektedir. Her iki beldedeki İslâm nüfusu 1902’den 1925’e Kürtün’de 8.756’dan 1.057 kişi artışla 9.813’e, Torul’da ise 13.613’ten 1.215 kişilik bir artışla 14.828’e ulaşmıştır (San, 199?).
Son yıllara dair verilere gelince (Tablo 3); 1990 yılı rakamlarına göre Kürtün nüfusu 7.235’ü erkek ve 8.657’si kadın olmak üzere 15.892, Torul nüfusu da 7.763’ü erkek ve 9.324’ü kadın olmak üzere 17.087 olarak kaydedilmiştir (SG, 1998:33). Kürtün nüfusunun % 82 gibi büyük bir çoğunluğu (13.083 kişi) hala köylerde ve kırsal kesimde yaşamaktadır. Torul nüfusunun da % 76’lık kesimi (13.030 kişi) köy ve kırsal alanda yaşamını sürdürmektedir (Age:31). Aynı yıl Çanakçı’nın 17.327 olan nüfusunun 11.063’ü (% 64) köylerde, 6.264’ü (% 36) de şehir merkezinde hayat sürmektedir. Güce’nin 15.624 olan nüfusununsa 12.774’ü (% 82) köylerde, 2.890’u (% 18) şehir merkezinde yaşamaktadır. Doğankent’in 7.736 olan nüfusunun 3.872’si (% 50) köylerde, 3.844’ü (% 50) şehir merkezinde ve Tirebolu’nun da 33.458 olan nüfusunun 20.314’ü (% 61) köylerde, 13.144’ü (% 39) şehir merkezinde yaşamını sürdürmektedir (www.turkcebilgi.com). Genel olarak göze çarpan ilk husus köy/kır nüfusunun kent nüfusuna göre tartışmasız üstünlüğü konusudur. Bu noktada Kürtün ve Güce ilçeleri % 82 ile birinci, Torul % 76 ile üçüncü sıradadır. Yalnızca Doğankent İlçesinde köy ve kent nüfusu eşit gözükmektedir.
Tablo 1. Harşit Havzası İlçelerinin Günümüz Nüfus Verileri
1990 Yılı
2000 Yılı
2007 Yılı
2010 Yılı
ÇANAKÇI
17.327
15.245
7.257
7.269
DOĞANKENT
7.736
7.477
6.881
6.980
GÜCE
15.624
8.679
8.754
8.308
KÜRTÜN
15.892
15.546
12.394
12.505
TİREBOLU
33.458
36.947
28.835
29.968
TORUL
17.087
15.416
13.500
12.385
2000 yılı nüfus verilerine göre de bu kırsal alan üstünlüğü değişmemiş ve yörede kalan Çepni Türklerinin eski kırsal ve yaylacı yaşam tarzı devamlılık göstermeyi sürdürmüştür. Fakat bu 10 yıllık zaman diliminde Çanakçı nüfusunun %12’sini (2.082), Doğankent % 3’ünü (259), Güce % 44’ünü (6.945), Kürtün % 2’sini (346) ve Torul % 10’unu (1.671) kaybetmiş gözükmektedirler (www.karalahana.com). Bu durum bölgedeki geçim kaynaklarının sınırlı ve coğrafyanın da zorlu olmasından kaynaklanan iç göç sorunuyla alâkalı görünmektedir. O yıl itibariyle yalnızca Tirebolu İlçesi % 10’luk (3.489) bir nüfus artışı göstermiş olup sonraki yıllarda nüfusu büyük oranda düşme eğilimine girecektir (www.yerelnet.org.tr).
2007 yılı rakamlarına göre Çanakçı’nın 7.527 olan nüfusunun 5.511’i köylerde, 1.746’sı da şehirde yaşamaktadır. Doğankent’in 6.881 olan nüfusununsa 3.382’si köylerde, 3.499’u ise şehirde yaşamaktadır. Güce’nin 8.754’lük nüfusunun 5.760’ı köy, 2.994’ü şehir ve Tirebolu’nun 28.835’lik nüfusunun da 15.163’ü köy, 13.672’si şehirde ikamet etmektedir (www.giresunpostasi.net). Kürtün’ün ise aynı yıl 12.394’lük nüfusunun 9.493’ünü köylerde, 2.901’ini de şehirde yerleşik olarak görülecektir (www.yerelnet.org.tr). Son 7 yılda Çanakçı nüfusunun % 52’si (7.988), Tirebolu nüfusunun % 22’si (8.112), Kürtün nüfusunun % 20’si (3.152) ve Doğankent nüfusunun da % 8’i (596) erimiştir. Cüzî de olsa artış yapan tek ilçe Güce olup o da yalnızca 75 kişiden ibaret bulunmaktadır (www.giresunpostasi.net). Yörenin adeta makûs kaderi olan bu nüfus kaybı 2010 yılı verilerinde de sürmüş; Güce 446 kişi, Torul 1.115 kişi azalmıştır. Buna mukabil Çanakçı 12 kişi, Doğankent 99 kişi, Kürtün 111 kişi, Tirebolu da 1.033 kişilik bir artış göstermiştir (www.yenitirebolu.com). Şehirde yaşayanların köyde yaşayanlara göre sayıca üstün olduğu tek ilçe olan Doğankent 2007’den sonra 2010’da da bu özelliğini koruyan tek belde olacaktır.
[1]
20 bin ile 100 bin akçe arasında gelir getiren dirlik, büyük tımar. (Doğan, 1996:1161)
[2]
Haşrid olarak tabir edilen yer Harşid, şimdiki Doğankent’tir.
[3]
Mapavri olmalı; Çayeli
[4]
Daha da Türkçesi Kovancılar
[5]
Niv/Arpalı; bugünkü Bayburt Aydıntepe (Sezen, 2006:395)
[6]
1892’de hakkında yolsuzluk yaptığına dair şikâyet olduğundan soruşturma geçrimiştir (BOA, 1857/9:DH.MKT.)
[7]
Çaldıran Savaşı sonrasında da İran’a Türkmen akışı az da olsa devam etmiştir.
Ana Sayfa|
Hakkımda|
Kitaplarım|
Alternatif Eksenler|
Harşit Çepnileri|
Fotoğraf Galerisi|
Ziyaretçi Defteri|
İletişim|
Tasarım & Hosting
Atak Domain